Prostat Kanseri Teşhisinde PCA3 Testi
|
Giriş ve Tanıtım: |
Kanda bakılan PSA testinin yaygın şekilde kullanılması ile, prostat kanserinin erken teşhisi için yapılan prostat biopsisi sayısıda oldukça artmıştır. A.B.D.de yılda yaklaşık bir milyon prostat biopsisi yapılmaktadır. 2010 yılında NCI (Ulusal Kanser Enstitüsü) beklentilerine göre yeni prostat kanseri teşhisinin sayısı yaklaşık 217.730 dur. Burada da görüldüğü gibi PSA seviyesi prostat kanseri için tam spesifik bir test değildir. PSA yüksekliği nedeniyle prostat biopsisi yapılan her dört erkekten sadece birisinde prostat kanseri saptanmaktadır. Ayrıca bazı erkeklerde serum PSA düzeyi normal olması nedeniyle prostat kanseri olan hastalar da tümör tanısını zamanın da alamayabilir. Bu nedenle yeni bir “marker” (belirteç) ihtiyacı her zaman ve hala vardır. PCA3 gen testi bu konuda yeni bir marker olabilecek mi, bunu ilerleyen zaman gösterecektir. Erken araştırma sonuçları bu konuda oldukça cesaret vericidir.
Prostat Kanseri erken tanısında PSA testinin sınırları: Prostat Kanseri Erken Teşhis Araştırmalarında, serumdaki PSA değerinin, sağlıklı erkeklerin prostat kanseri taramasında hem spesifik hem de sensitivite açısından belirli bir sınır değerinin olmadığı ortaya konulmuştur. PSA değeri hangi seviyede olursa olsun yine de prostat kanseri olma riski söz konusudur. Tablo: Sınır değerlerine göre serum PSA değerinin prostat kanseri erken tanısında sensitivite ve spesifisite oranları tabloda sunulmaktadır. |
![]() |
PCA3 Geninin Buluşu: |
PSA testinin yaygın olarak kullanılmaya başlandığı 1990 yıllarının başlarında, Hollanda’dan genç bir biolog Johs Hopkins Üniversitesi’nde post-doktorasının tezinin çalışmalarını yapmaktaydı. İnsan prostatındaki farklı dokulardaki farklı gen yapılarını tanımladılar. Bu tanımlamalarda bir mRNA gen dizisinin özellikle prostat kanseri dokusunda olduğunu tespit ettiler (Şekil-1).
Şekil-1: Prostat kanseri dokusunda tespit edilen farklı ve ilk başlarda DD3 adı verilen ancak şimdilerde PCA3 oalrak adlandırılan özgün mRNA gen dizisinin northen blot protein dizisi. T: prostat kanseri, N: normal prostat dokusu, B: benign prostat hiperplazisi. Kırmızı ok seviyesindeki koyu bandlar T olan kanser hastlarındaki artmış olan mRNA proteininin varlığı göstermekte. Bu hastalardaki orta sıradaki PSA protein değeri çok spesifik değil ike, PCA3 denilecek olan DD3 proteini oldukça spesifik gözükmekte. |
![]() |
Yapılan araştırmada bu genin gen bankasındaki başka hiçbir gen yapısı ile benzeşmediğini bulan Bussemakers ve Isaacs isimli araştırmacılar, bu yeni gene DD3 adını vermiştir. Bu aşamada araştırıcılar bu genin prostat kanseri teşhisinde kullanılıp kullanılamayacağını sormaya başlamışlardır. Öyle ki yaptıkları araştırmada bu gen 56 prostat kanseri hastasının 53’ünde normalden fazla aşırı salgılanırken, normal olan 18 prostat dokusunda olmadığını gözlemlemişlerdir.
DD3 bu bulgularla ilk kez 1994 yılında İsviçre’nin Bern kentinde yapılan Avrupa Urolojik Onkoloji ve Endokrinoloji Derneği toplantısında bilim dünyasına sunulmuştur. Klinik laboratuar değerlendirmelerinde ise PCA3 idrar seviyesinin spesifisitesi değerlendirilmiştir. |
PCA3 ile İlk Klinik Veriler ve Tecrübeler:
PCA3 geni Johns Hopkins Üniversitesi’nde ilk kez ortaya konulurken, Hollanda bu genin ilk kez laboratuardan kliniğe taşındığı yer olmuştur. Daha sonraki çalışmalar PCA3 gen varlığının idrardaki seviyesinin belirlenmesi ve kantitasyonu üzerinde yoğunlaşmıştır. RTaPCR gen amplifikasyon yöntemi ile ilk olarak idrardaki PCA3 seviyesi doğru olarak kantite edilmiştir. Bu kantitasyonda PCA3 normale göre tümör dokusunda ortalama 34 kat daha fazla bulunmakta iken, sadece %10’u kanser hücrelerinden oluşan doku örneğinde PCA3’ün dokudaki varlığı normale göre 66 kat daha fazla olarak tespit edilmiştir. Normal ve iyi huylu hücreler tarafından da salgılanabileceği düşüncesi ile PCA3 ile PSA gen proteinlerinin orantısal değerlendirilmesi yapılmaya başlanmıştır. Avusturya ve Kanada’da yapılan klinik araştırmalarda, PCA3 idrar testinin potansiyel tanısal değeri ortaya konulmuştur. Bu iki araştırmada prostat biopsisi alınan 700 erkekte, biopsi öncesi alınan hafif baskılı prostat muayenesi sonrası idrar örnekleri alınmıştır. Yeterli prostat epitel hücresinin alındığı idrar örneklerinde, PCA3/PSA mRNA oranının %66-82 sensitivite ile, %76-89 spesifisite ile kanseri öngördüğü gösterilmiştir. Keşfinden Günümüze PCA3 Testi Dr. Yves Fradet tarafından kurulmuş olan Kanada’lı bioteknoloji şirketi olan DiagnoCure PCA3 gen testinin patentini almıştır. Gelişmeler ile Gen-Probe isimli bir şirket PCA3 molekülünün TMA ve HPA yöntemleri ile rutin uygulamada kantitifikasyonunu sağlamıştır. Günümüzde PCA3 testi idrardaki PCA3 ve PSA protein seviyelerinin oranından elde edilen PCA3 skoru ile kullanılmaktadır. Test uygulamasında, idrarda PCA3 skoru ne kadar yüksek ise, prostat kanseri olma olasılığı da o denli yükselmektedir (Grafik). |
![]() |
PCA3 Testinin Günümüzdeki Kullanımı
2006 yılındaki Amerikan Üroloji Derneği kongresinde 1000 hasta üzerindeki yapılan analizlerin sonucunda prostat kanserinin tanısını öngörmede PCA3 testi yüksek duyarlık ve özgülüğe sahip olduğu gösterilmiştir. PCA3 skoru <5 durumunda biopside kanseri olasılığı %20 iken, PCA3 skoru >100 olan olgularda biopside kanser çıkma ihtimali %67’ye çıkmakta olduğu ileri sürülmüştür. Ayrıca prostat kanseri nedeniyle radikal prostatektomi geçirmiş erkeklerde, parmakla muayeneye rağmen idrarda PCA3 tespit edilmediği gösterilmiştir. Günümüzde belki de en önemli kullanılacak durum, dirençli şekilde yükselen serum PSA seviyesine rağmen, ilk biopside prostat kanseri saptanmamış hastalardır. Bu hasta grubunda PCA3/PSA oranı “35×10-3” sınır değerli kabul edildiğinde PCA3 testi 3.6 kat risk oranı ile prostat kanserini öngördüğü gösterilmiştir (Tablo). |
![]() |
PCA3 Testi Nasıl Yapılmalı?
Öncelikle hastaya parmakla prostat muayenesi yapılmalı, bu muayenede prostatın sağ ve sol yarılarının üçer kez sıvazlanması gereklidir. Bu muayeneden sonra hastaya verilen steril idrar kabına ilk idrarının bir kısmını yapması söylenir. Bu örnek alındıktan sonra hasta diğer idrarını tuvalate boşaltır. Alınan numunede prostat muayenesi ile prostatın içini döşeyen epitelyum hücrelerinin toplanması amaçlanmaktadır, ki prostat kanseri bu epitelyum hücrelerinden kaynak alır. PCA3 skoruna karşı serum PSA düzeyi Serum PSA düzeylerine göre, idrar PCA3 skor düzeyi prostat kanserinin öngörülmesinde oldukça spesifiktir. Serum PSA değerinin benign prostat hiperplazi dokusu, yaş, inflamasyon, travma ve kullanılan 5-alfa redüktaz inhibitörleri olan finasterid ve dutasterid (Proscar 5 mg tbl. ya da Avodart 0.5 mg tbl.) ile etkilendiği bilinmektedir. Ancak ilk veriler göstermiştir ki, PCA3 skoru bu faktörlerce etkilenmemektedir. Ayrıca prostatın muayenesi sonrasında PSA değerinin yalancı şekilde yükselme düşüncesine karşı, PCA3 değerlendirmesinde prostat muayenesi, dezavantaj değil bir avantaj olarak karşımıza çıkmaktadır. Sonuç ve Öngörü Diğer hücre gruplarına göre prostat kanser hücrelerini tarafından aşırı salgılanan ve 9. kormozomda lokalize edilmiş olan PCA3 geni bize prostat kanserinin erken teşhisinde önemli bilgiler ve ön görüler sağlayabilir. Özellikle prostat muayenesi sonucunda idrarda toplanan yeterli hücresel materyalin toplanması ayrıcı tanıda bu testin etkinliğini ortaya koymada önemlidir. İdrar PCA3 testi prostat kanseri için oldukça spesifik bir marker gibi gözükmektedir. Bu konudaki ilk araştırmalar oldukça umut vaat edici olsa dahi, PCA3 testinin prostat kanserinin erken teşhisinde halen daha ileriye yönelik araştırılması gerektiği bir gerçektir. |